Hangi Demiri Şeçmeliyiz? Demirler şüphesiz, teknelerin en önemli güvenlik ekipmanlarından biridir. Eski denizcilerin çıpa olarak kullandığı demir kavramı zamanla halka arasında çapa olarak söylenmiştir ve bu yanlış terim olarak dilimize dolanmıştır. Ayrıca ‘’teknenin değeri üzerindeki çıpanın değeri kadardır’’ espirili söylemini bir çoğumunuz biliriz. Teknelerde kullanılan demirlerin geçmişleri uzun yıllara dayanmaktadır. |
. |
|
Fakat daha iyi tutmanın sağlanması ve her koşulda daha az kaloma ile her türlü zemine uyum sağlacak demiri bulma çabası hiç bitmiyor. Bu doğrultuda son yıllarda bir çok yeni demirin piyasada yer aldığını görüyoruz.
Yabancı dergilerin bir çoğu, hangi demirin en iyi tutunmayı sağladığı üzerine birçok makale ve araştırma yayınlıyorlar. Kimilerinin, oldukça ticari oldukları ilk bakışta anlaşılıyor ama bazı yazılardaki teknik ayrıntılar ise yeni demirlerin eskilerinin pabuçlarını dama attıklarını kanıtlıyor.
Unutulmaması gereken en önemli noktalardan biri, demirin mükemmel olmasını beklemenin doğru olmadığını bilmektir. Tabili zor şartlar altında demire ihtiyacımız olacaktır ve çıpaya görev düşecektir fakat demir attığımızda, yükün, demire en son gelmesini sağlamak usta denizci demirlemesini gerektirir. Gerekli kalomayı doğru hesaplamak, gerekirse demire ağırlık takmak, taramayı kontrol etmek vs. gereklidir.
Öncelikle demir seçimi yaparken en önemli kriterin kullanacağınızın demirin ağırlığı olduğu unutmayınız. Tekneninizin boyuna ve ağırlığına uygun demiri kullanmak gereklidir. Bir diğer kriter ise kullanacağınız demirin, teknenizdeki ırgatın, başarı ile çalıştırması gerekliliğidir. O yüzden her zaman ağır demiri alınması “düşüncesi doğru bir düşünce değildir. Irgatınızın dipten koparma gücünü kontrol ettikten sonra demir seçimi yapmalısınız. Dipten koparma gücü hepsaplanırken maximum kaloma miktarı ve demirin ağırlığı dahil edilmelidir.
Irgatın uygunluğundan emin olunduktan sonra demir seçimi tablosundan uygun demir seçimi yapabilirsiniz. Demir seçiminde en önemli ayrıntı ise çoğunlukla demiri kullanacağınız bölgeye uygun demiri seçmektir. Genelde kum zemini olan bölgede taşta daha iyi tutunan vir demir kullanmak uygun olmayacaktır. Fakat keşke hayat bu kadar kolay olsa. Bölgesel birçok yerde farklı zeminler olacaktır, o yüzden tek tip demir seçmek doğru olmayacaktır. En uygun demirin seçilmesi sizi rahat ettirecektir. Örneğin erişte ile kaplı zeminde hiçbir demirin iyi tutunması beklenemez. Eriştenin kökleri toprağın içine işlediği için demirin bu köklere tutunması zor olacaktır.
Aşağıdaki demir tiplerini zeminlere göre ve test sonuçlarına göre değerlendirelim;
Bruce Demiri : 1970’lerin başında Peter Bruce tarafından keşfedilen ve tanıtılan bu çıpa, yelkenciler arasında büyük yankı yapmıştı. Pençe şeklinde bir yapıya sahiptir. Fakat yeterince keskin olmadıkları için sert zeminlere ve otla kaplı zeminlere yeterince iyi saplanıp, gömülemezler. Ayrıca yapıları gereği, deniz tabanındaki kayalara ve sert cisimlere yeterince tutunma sağlayamazlar. Fakat Bruce demirler, yumuşak kumda ve çamurda çok iyi tutunmaktadır. Taşlık zeminde idare eder tutunmaya sahiptirler. Yumuşak zeminlerde acemilerin kullanması için uygundur, saplanması kolaydır. Kum zeminli yurt dışı bölgelerde sevilen bir çapa tipidir.
CQR Demiri : 1930 yılında İngiliz bir matematikçi tarafından yapılmıştır. Kısa sürede büyük başarı yakaladı. 20. YY’ın başlarında küçük tekneler ve yatlar için dünyanın en iyi çapası kabul ediliyordu. 50 yıl boyuca tekel gibi satışları oldu ve rakipleri piyasaya girmekte zorlandı. Fakat zamanla yumuşak zeminlerde başarısızlığı, bu çapayı gözden düşürecekti. Ayrıca döner kafası yüzünden, deniz tabanında çapanın yan düşme riski her zaman mevcut ve kendini düzültmesi neredeyse imkansız.
Delta Demiri : 1930’lu yıllarda yapılan CQR çapanın gelişmiş modelidir o yüzden CQR çapaya çok benzer. Delta, 1980 yılında İngiliz bir gemi üreticisi tarafından geliştirilmiştir. CQR gibi hareketli boynu yerine sabit ve tek parça bir boynu vardır. O yüzden üretilmesi daha kolay olmuş ve fiyatı ucuz satılmaktadır. Delta yumuşak kumda, ot bulunan zeminleri sevmez ve iyi tutunma sağlayamaz. Daha çok çakılda ve set zeminlerde iyi tutunma sağlar. Yeterince güvneli tutunma sağlamsı için ağır demir kullanmak gerekir ki günümüz yatçıları için çok tercih sebebi değildir. En önemlisi ilk bırakıldığında zemine temas ettiği anda, hızlı tornistan ile erken sürüklenmeye başlandığında gerekli tutulmayı yapamaz. O yüzden dibe tutunması, bir yere takılana kadar mümkün olmaz. Acemiler için uygun bir demir türü değildir. Tutunması genel olarak bruce’dan daha iyidir. Ayrıca yan düşmesi olasıdır ve yanal yüklerde kendini bırakması kolaydır.
Danfort Demiri : 1948’te patenti alınan ve CQR’dan sonra Amerikalı Richard Danforth tarafından bulunan bir demirdir. Zeminde tutunmayı arttırması için iki adet sivri ucu ile saplanmaya çalışır. Fakat bazı özelliklerinden dolayı oldukça sağlam sayılamaz. Takılmalarda, zorlanmalarda bu sivri uçlar kolaylıkla hasarlanabilmektedir. Ayrıca sivri uçların biri yükte diğeri boşta olduğunda gene demir üzerinde dengesiz yükten demirde hasarlanma olmaktadır. Çamur ve balçık zeminde saplanmayı iyi yapabilir. Fakat tırnakları bir kere zeminden kurtulduğunda tekrar saplanma ihtimali yoktur, sürüklenme kaçınılmazdır o yüzden acemiler için uygun değildir.
Fortress Demiri : Danforth’a çok benzer fakat Fortress firması tarafından geliştirilmiştir. Tüm parçaları söküledildiği için depolanması oldukça kolaydır. Üreticinin, sökülebilir olması, gövdesi ve tırnaklarının açı yapabilmesi, güçlü alüminyumdan yapılması ve kaynak yeri olmadığı için sağlam olduğu konusunda önplana çıkmaktadır. Alüminyum olduğundan en büyük boyutluları bile oldukça hafif ve denizden toplanması kolay olmaktdır. Üreticisinin iddaasına göre kendi ağırlığının 200 katı kadar fazla tutunma kuvveti yapabilmektedir. 30 kg’lık Fortress’in 100 kg’lık Danforth ve 180 kg’lık Navy tip demirler ile aynı tutunmayı sağladığı belirtilmiş. Çamur ve balçıkta iyi tutunma sağladığı fakat takıldığından ve zorlandığında demirin hasar aldığı bilinen konulardır.
Admiraltı ( Balıkçı) Demiri : Yapısı itibariyle oldukça heybetli ve büyük bir demirdir. Demir denildiğinde genelde herkesin aklında ilk onun sembolu gelir. Yumuşak kum zeminde iyi bir tutunma sağlayamaz ama çakılda ve sert zeminlerde iyi saplanma yapar. Ülkemizde genelde balıkçı teknelerinde ve guletlerde yaygın olarak kullanılır. Genellikle üçgün iki adet turnağı vardır ve zemine tutunmaya çalışır. Depolanması zordur, taşınması da zordur o yüzden özellikle elektrikli ırgatınolan yatçılar tarafından asla tercih edilmez.
Mantar Demiri : Genelde boyları 5-6 metre olan teknelerde kısa süreli demirlemelerde kullanılacak bir demir türüdür. Sert havalarda etkisi yoktur. Güvenilecek bir demir türü değildir.
Şemsiye Demiri : Kullanımı oldukça pratik ve şemsiye gibi kapandığı için bu adı almıştır. Genellikle şişme botlarda ve küçük sandallarda kullanılır, taşıması ve depolaması çok kolaydır. Boyu 6 metreyi geçen ve 700 kg’dan ağır olan teknelere uygun değildir. Kanatlarının açılmama ihtimali vardır. Yumuşak veya sert zemin sevmez, balçık ve çakıl zemin ideal tutunma bölgeleridir.
Bügel Demiri : Yeni nesil demirlerin ilkidir. Almanya’da ilk olarak üretilmiştir. Ayrıca üzerindeki yuvarlak roll-bar yapısı ile diğer yeni nesil demirlere öncülük yapmıştır. Yeni nesil demirlere göre oldukça başarılıdır ama tutunma özelliğine göre Delta çapasan daha iyi değildir. Fakat sivri ucu sayensinde sazlık ve eriştelik zeminlerde iyi saplanma özelliğine sahiptir. Dış yuvarlak yapısı, çapa yoluna oturması bakımından uygun olmamaktadır.
Spade Demiri : Spade demiri yeni nesil demirlerdendir. 1990’lı yıllarda üretilmiştir. Üreticisinin belirttiği en önemli nokta ağırlığının hemen hemen yarısının, ucundaki saplanmaya yarayan sivri kısımda olduğu ve daha başarılı saplanma yaptığıdır. Her demirde olduğu gibi ne kadar dibe saplanma sağlanırsa, tutma kuvveti o kadar etkili olmaktadır. Ayrıca üreticisinin bir diğer iddasıda diğer demirler gibi dipen kurtulduğunda, diğerleri gibi tekrar saplanamaması değil aksine tekrardan kolayca tutunma sağlamasıdır. Ayrıca demirin üzerini renkli boyayarak, özellikle temiz denizlerde, demirin ne kadar saplandığının izlenmesin mümkün kılmak istemişler. Az yer kaplanarak depolamak içinse ana tutunma kolu ve gövdesinin rahatça ayrılabildiği için kullanıcı dostu olduğu bilgisi veriliyor. Galvaniz, alüminyum ve paslanmaz çelik malzemeden yapılmak üzere farklı tipleri mevcut.
Bulwagga Demiri : Amerikalı’ların daha çok erişte ve sert yosun tabanlı yerlerde iyi saplanma ve tutunma sağlaması için yaptıkları yeni nesil bir demirdir. Daha kolay anlatmak gerekirse şekli ve yapısı bakımından Danforth demirinin gelişmişidir. Üç saplanma kolu olduğu için daima bir tanesinin dışarda kalması ve geniş yapısı itibariyle çapa yollarına oturmaması ürünün olumsuz özelliklerindendir. Depolama içinde büyük olması pek uygun olmuyor.
Rocna Demiri : Yeni Zellanda’da ilk olarak yapılmış yeni nesil demirlerdendir. Spade’in ucunu ve Bügel’in roll-bar özelliğini üzerinde toplamıştır. Üreticisinin övündüğü konulardan biri, uç kısmının, arka kısmından daha kalın olduğu ve esneme yapmadığıdır. Ayrıca üzerindeki yüzey alanine harika kullandığı için yeni nesil çapaların hemen hemen hepsinden başarılı olduğu iddaa ediliyor. Dezavantaj olarak üzerindeki yarım daire şeklindeki roll-bar yüzünden baş bastonlara uyumlu olmamasıdır.
Ultra Demiri : Yeni nesil ve yerli üretim bir demirdir. Boyut Makina tarafından ilk olarak üretilmiş ve üretimi patent ile devam etmektedir.Pahalı olmasının dışında en ufak bir olumsuz özelliği yoktur. Yan düşme ve sürüklenme olasılığı yoktur, saplanma özelliği çok iyidir. 360 derece rüzgar dönmesinde bile zeminden kopma aksine daha fazla saplanır. Acemiler için en uygun demirdir. Tek olumsuz yanı malzemesinden dolayı fiyatının yüksek olmasıdır. Geceleri rahat uyumak için ilaç gibidir. Tavsiye etmekteyiz.
Demirinizin sağlam tuttuğu seyirler dilerim ;
Deniz Giray |