Yelken, yediden yetmişe her yaştan herkesin rahatça öğrenebileceği ve devam edebileceği ender sporlardan biridir. Dünya çapında çeşitli boyutlarda ve farklı koşullar(deniz, göl, okyanus, akıntı) için üretilmiş binlerce tasarımda yelkeni yatları rahatça bulmak mümkündür. Yarışmak isteyenler için daha hafif ve toplam yelken alanları büyük olan hızlı yelkenliler, ailesiyle gezi yapmak isteyenler için ise yelken alanları nispeten daha küçük, devrilme riski taşımayan fakat biraz daha az performanslı teknelere her limanda rastlayabiliriz. Yelken bu yüzden hayat boyu yapılabilecek bir spor dalıdır. Yelkeni kabada olsa sınıflara ayırırsak GEZİ veya YARIŞ tipleri diye iki kısma ayırabiliriz.Hatta büyük yelkenli tekne tasarımcıları piyasaya yarış ve gezi sınıfı olmak üzere iki çeşit tekne tipi çıkarırlar.
Yelken ıslanmayı sevmeyen, kendilerini doğada rahat hissetmeyen ve en önemlisi sabırsız insanların severek yapabileceği bir sınıf değildir. Yelken DENİZ, DALGA, AKINTI ve RÜZGAR gibi sürekli bir değişim içinde olan dış kuvvetlerle mücadele etmektir. Bu durum dışarıdan görüldüğü kadar kolay bir durum değildir. Akıntı, rüzgar gibi kuvvetler gözle görülemez, hissedilirler ve bunların etkilerini kestirebilmek için deniz üzerinde zaman geçirmek gerekir. Bu faktörlerin yaşanmadan öğrenilmesi hemen hemen imkansızdır. Zaten yelken dalını zevkli yapan da tüm bu değişkenlerin birleşerek yelkeni daha karmaşık yapmasıdır. Yelken devamlı düşünmeyi gerektiren bir spordur. Akıntı nereden geliyor?,rüzgar ileride nereye dirise eder?, sağnak nereden tazeleyecek? gibi denizci dilinde kullanılan terimlerle beraber yelken insanı denizde hiçbir zaman düşünmeden yoksun bırakmaz.
Yelkeni yelken yapan en zevkli durumunda bu olduğu şüphesizdir. Yelken adeta deniz üzerinde kumar ya da satranç oynamaya benzer. Özellikle yelken yarışlarında rüzgarın hesapta olmayan fakat beklenen yön değiştirmelerine göre seyir yapmak buna en basit örnektir. Kısacası yelken sporu hem pratik olarak uygulamayı hemde sürekli düşünmeyi gerektiren bir spordur. Yelkeni tahta karşısında veya kitaplardan teorik olarak öğrenmek en büyük hatadır. Pratik bir spor olan yelkeni öğrenmek için ne kadar çok kalırsanız o kadar iyi havayı koklayabilir ve bir o kadar iyi yelkenci olursunuz.