Yelkenli teknelerde kullanılan yelken kumaşları, dakron, lamine dakron, kevler, dynemaa, karbon gibi maddelerden üretilebilirler. Ancak en uygun fiyatlı ve gezi yelkencileri için ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılamasından dolayı dakron (dacron) kumaş, en sık kullanılan yelken kumaşıdır.
Yelkenlerin yapımında en çok kullanılan kumaş cinsi olan dakronu tanımamız faydalı olacaktır. Dakron bir polyester cinsi malzemedir. Bazı pet şişelerde, teksilde, giyimde, yiyecek ve içecek kaplarında da bulunur. Bilimsel olarak adına ‘’polietilen tereftalt’’ da denir. Formunu kolay kaybetmediği ve dayanıklı olduğu için yelkenlilerde kullanılmaktadır.
Deniz suyu, nem ve güneş, yelkenlerin eskimesi için en uygun üçlüdür. Bu üçlünün hepsini de teknelerimizde bulmaktayız. Gerçi ne olursa olsun söz konusu bu üçlünün etkisinde zarar görmektedir. O yüzden yelken kumaşlarının zarar görmesi çok normaldir. Tuz ve güneşin yıpratıcı etkilerini yok edemeyiz ama en azından iyi bir yelken bakımı ile daha uzun süreli yelkenlerimizi kullanabiliriz.
Seyirde deniz suyu ile ıslanan yelken kısımları, o şekilde kurumaya bırakılmamalıdır. Deniz suyunun içindeki tuz, yelkenlerin kumaşına ve dikiş yerlerine yıpratıcı etki yapar. O yüzden yelkenlerin ömrünü uzatmak için mutlaka tuzdan arındırmak ve eğer ıslandılarsa seyir sonrası tatlı su ile yıkamak gereklidir.
Cenova veya flok;
Özellikle yatlarda ön saha yelkeni (cenova veya flok) yelkeni, daha fazla ıslanır ve sadece onu yıkamak ve tuzundan arındırmak yeterli olacaktır.
Ana yelken ; Eğer klasik ana yelken sistemine sahip bir yelkenliyse ve ana yelken lazybag torbasına giriyorsa, kesinlikle ıslak bırakılmamalıdır. Lazybag içinde katlanan yelkenlinin içinde su ve nem birikecektir. Bu da erken küflenmesine ve yeşil yosunların oluşmasına sebep olacaktır.
Genellikle okuduğunuz yazılarda ve makalelerde yelkenlerin seyir sonrası bakımından söz edilir. Fakat yelkenlilerin seyir süresince doğru kullanılması da bir bakıma, bakım etkisi yapacaktır. Rüzgarlı havalarda yelkenlerin bayrak gibi sallanması yani pırpırlaması yelkene en çok zarar veren durumların başında gelir.
Sallanan bir yelken, bu salınım sırasında kırılmaya uğrar ve yelken kumaşı özelliğini yitirmeye başlar. Rüzgar ile sallanan bir yelken, yelken üzerinde gözle görülmeyen şekilde kırılmalara sebep olur ve bu kırılmalar sonucunda, yelken kumaşını formunu ve sertliğini kaybeder. Sertliğini kaybederek yumuşayan bir yelken, esneme katsayısı artacağı için formunu kaybeder.
O yüzden yelkenleri mümkün olduğunca az pırpırlatmalıyız. Cenova yelkenini, özellikle sert havalarda, rüzgara karşı sarmak yerine, rüzgar arkadan gelirken sarmak çok daha sağlıklı olacaktır. Ana yelkenlerin uzun süre rüzgara karşı bekletilmeleri azaltılmalıdır.
Yelkenli tekneler eğer kışın kullanılmayacaklarsa, yelkenlerin üzerinde bırakılmaması iyi olacaktır. İstanbul, İzmir gibi hava kirliliğinin çok olduğu yerlerde, yağmurlar ile birlikte yağan is, yelkenlerin üzerine yapışmaktadır. O yüzden mümkünse yelkenlerin sökülmesi ya da varsa eski yelkenlerin kış ayları boyunca kullanılmasını tavsiye ederiz.
Sarma sistem ana yelkenler için sorun yoktur, dış koşullara kapalı oldukları için temiz kalırlar. Klasik ana yelken olan ve lazybag içine giren ana yelkenler, yelkenler içeride katlı olduğu için yağmurlar veya yağan karlar sonucu su biriktirirler ve çok fazla leke olurlar. Eğer içlerindeki su boşaltılmazsa yosunlaşma başlar. O yüzen kullanılmayan lazybag içimndeki ana yelkenler sökülmelidir.
Eğer klasik ana yelkenler kışın kullanılacaksa veya sökülemiyorsa, güneşli ve rüzgarsız kış günlerinde en azından marinada oldukları yerde havalandırılmalıdırlar. Tozunun akması için tatlı su ile yıkanabilirler. Bu sayede yelken üzerindeki kötü lekelerin, içine işlemesi konusunda, bir nebze engellemiş olursunuz.
Tüm yelkenliler katlandıklarında, üzerlerinde kalıcı kat izi olur. Kullanıma bağlı kat izleri zamanla kaybolsalar da, yelkenler bu bölgelerden kırılmaya uğrarlar. Çok takıntılı değilseniz veya yarışmıyorsanız belki önemli değildir ama, sık bir şekilde katlanan yelkenlilerde kat izi yerleri çoğalır. O yüzden yelkenleri katlarken, gelişi güzel katlama yapılmamalıdır. Eski kat izlerinden katlanması yeni kat yerlerinin oluşmasını engeller.
Eğer yelkenlerin boyutu küçükse rulo yapılarak katlanmaları da engellenebilir. Küçük sportif teknelerin yelkencileri, bu şekilde yaparak, yelkenlilerini asla katlamazlar. Eğer teknenin yelkenleri büyükse de mevcut olan en az sayıda kat yapılması uygun olacaktır.
Özellikle beyaz olan ve dakron malzemeden yapılmış yelkenliler, bakımsız kaldıklarında lekeler içlerine kadar işler. Bunların tamamen çıkarılması mümkün olmayacaktır. Yelkenlerin sık aralıklarla temizlenmesi bu yüzden sağlıklı olanıdır. Yelkenler, temizlenirken ağır kimyasallar kullanılmamalıdır. Bunlar yelkene kalıcı zarar verebilir, dikiş yerlerine hasar verebilirler. Yelkenler asla basınçlı su makinası ile yıkanmamalıdır. Yelkenler bir sünger ile silinerek ve arap sabunu ile yıkanmalıdır. Bol tatlı su ile durulanmalıdırlar.
Yelkenleri kesinlikle nemli ve havasız yerlerde depolamayınız. Nem, yelken kumaşında alglerin üremesine neden olabilir. Yelkenler, depolanmadan önce mutlaka iyice kurutulmalıdır. Yelkenler depolanırken, katlı pozisyondayken üzerlerine başka ağır yelken veya malzeme konulmamalıdır.
Depolama süresince, güneş ışığı, nem ve sudan uzak tutulmalılar ve havadar ortamda durmalıdırlar. Tabiki yelkenleri evinizin salonunda depolayın demiyorum ama en azından nemsiz bir ortamda kalmaları önemlidir.