Rüzgar oluşumunun, atmosferde bulunan havanın basınç farklılığından olduğunu, rüzgar nedir yazımızda açıklamıştık. Dünyanın yer şekilleri, kıtalar, ekvator, akrsuları, denizleri, güneşi dik alan bölgeleri ve kutup eksenleri yüzünden, dünyanın bir çok bölgesinde havanın basıncı farklılık göstermektedir. Hava sürekli bir hareket halindedir.
Basitçe örnek vermek gerekirse ısınan hava yükselecektir. Yükselmesinin sebebi, sıcaklık artışının, havanın molekül yapısını uzaklaştırmasıdır. Isınan hava yükseldiğinde, yükseldiği bölgedeki havanın basıncı, yani ağırlığı azalacaktır. Çünkü yükselen hava, mevcut havanın moleküllerini de alarak yükselecektir. Bu durum sonucunda, bölgedeki basınç da bir azalma olacak ve meVcut bölgenin hava basıncı düşecektir. Bir başka deyişle alçak basınç havası oluşacaktır.
Başka bir bölgedeki yüksek basınca sahip hava, alçak basınca sahip havaya doğru bir akışa başlayacaktır. Daha kolay anlatmak gerekirse, hava kendi içinde boşlukları dolduracaktır. Yoğun olan bölgeden az yoğun olan bölgeye akacaktır.
Havanın yoğunluk farkı ne kadar fazla olursa, esecek olan rüzgarın hızı da, bir o kadar fazla olacaktır. Bildiğimiz gibi hava basıncı, barometre aleti ölçülür. Deniz seviyesindeki hava basıncı 1013 milibar olarak tanımlanmıştır. Çok genel bir tarif yapmak gerekirse, bu değerinde üstündeki havaya yüksek basınç, altındaki havaya ise alçak basınç denebilir.
Eğer bir bölgede yüksek basınç merkezi ile alçak basınç merkezi ne kadar yakınsa ve aralarında ne kadar fazla basınç farkı varsa, rüzgarın şiddetli esmesi beklenir. Örneğin 2004 yılında İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nün tellerinden biri koptuğunda hava basıncı 989 mb’ı gösteriyordu. Oldukça alçak bir basınç merkezinde olduğumuzu ve yüksek basınçtan alçak basınca doğru rüzgarın estiğini hissederek yaşamıştık.