Yer yüzünden buharlaşan su buharları, atmosferin üst seviyelerinde, ani bir soğuk hava bölgesine rastladıklarında, su damlası formuna dönüşemeden donarlar. Genellikle alçak basınç sistemindeki nem yüklü bulutlar, kar yağışına sebep olurlar. Donmaları sonucunda, buz kristali haline dönüşürler. Kar oluşabilmesi için ortamın sıfır derecenin altında olması gerekmektedir. Daha sonrasında donan kar taneleri, yer çekiminin de etkisiyle, aşağıya doğru yağmağa başlar. Güneş ışığının onları yansıtması sonucu, beyaz renkli olarak görünürler.
Kar taneleri, yer yüzüne doğru yaklaşırken, az da olsa erimeye başlarlar. Bunun sonucunda altı köşeli bir yapıya sahip olurlar. Kar tanelerine, mikroskop altında bakıldığında, hepsinin çok farklı şekillere sahip olduğu ve hepsinin altı köşeli olduğu görülmektedir. Birbirinin aynısı olan iki kar tanesini bulmak çok güçtür.
Kar taneleri genellikle 3 mm çapında olurlar ve ağırlıkları binde beş(0,005) gramdır. Kar taneleri, havanın sürtünmesinden dolayı, yavaş olarak yağarlar. Kar taneleri yapıları gereği birbirlerine yapışmadan aşağıya doğru yağarlar, havadayken birleşemezler.
Kar, sıcaklık dağılımından dolayı dünya üzerinde her yerde görünen bir yağış tipi değildir. Dünya yağış ortalamalarına bakıldığında, dünya üzerinde sadece sekiz yağıştan bir tanesi kar yağışı şeklinde olmaktadır. Ekvator kuşağında kar yağışı görülmez. Ekvatordan, 30 derece kuzey enlemine kadar, nadir olarak kar yağışı olmasına rağmen, 30 derece güney enlemleri arasındaki deniz seviyesindeki bölgelerde kar yağmaz.
Sıcak iklimlerde, yüksek yerlerde, 2000 metrenin üzerindeki yerlerde kar yağışı görülebilir. Bazı bölgelerde o kadar yüksekte bile görülmez. Türkiye’nin güney sahillerinde ender olsa da hemen hemen her bölgesinde kar yağışı görülebilir. Yüksekliği 1600 metreden başlayan Kartepe, Uludağ, Kartalkaya, Davraz, Erciyes, Palandöken gibi bir çok kayak tesisimiz mevcuttur. Doğu Karadeniz bölgesinin dağları ile Doğu Anadolu bölgemiz oldukça fazla kar yağışı almaktadır. Haziran ayı başlarına kadar, kayak merkezlerimizde, kar görmek mümkündür.
Kar tanelerinin, büyük boyutta düşmeleri durumuna, lapa lapa kar yağışı adı verilir. Lapa kar yağışı çok sık görülen bir kar yağış biçimi değildir. Oluşması için bazı hava koşullarının sağlanması gereklidir. Genellikle durgun hava koşullarında oluşurlar.
Havadaki su damlacıkları, havanın sıcaklık değişimi, nem değişimi gibi etkiler sonucunda form değiştirirler. Her birinin boyutu birbirinden farklı olmaktadır. Bulutlardaki su damlacıkları aşırı soğuk bir hava kütlesiyle ani karşılaştıklarında, ani soğumaya uğrarlar. Örneğin -18 derece hava ile karşılaştıklarında, katı ile sıvı arasında bir yapıya bürünürler. Tam donmaya uğraşmazlar, iç kısımları sıvı formunu korurlar.
Nem bakımından doyuma uğramış bir hava ortamında, donmuş su damlacıkları, etrafındaki su buharları, kristal formunda su damlacığına yapışmaya başlarlar ve damlacığı büyütürler. Sonuçta lapa olarak tanımladığımız kar tanelerini oluştururlar. Yaklaşık 1 cm çapına kadar ulaşabilirler.
Lapa Lapa : Kar tanelerinin büyük boyutta, iri taneler halinde yağmasına denir.
Tipi : Eğer şiddetli bir kar yağışı, sert rüzgarlar eşlinde yağıyorsa, süzülmek yerine, hızlı hareket kabiliyetine kavuşur. Bu şekilde daha hızlı ve çok miktarda yağma yaparlar. Genellikle 40 kilometre/saat’ten hızlı esen rüzgarlarda, görüş mesafesini oldukça düşüren kar yağışına tipi denir.
Kuru kar : Çok soğuk hava koşullarında, su damlacıkları erken donma yaparlar ve boyutları 1 mm’den küçük olmasına rağmen, kar kristalleri yağmaya başlar. Küçük buz tanelerini andırırlar, yere düştüklerinde ince bir tabaka oluştururlar, olağan kar tanesinden daha sert olurlar ve kolay erimezler. El ile birleştirilmeleri ve kar topu yapılması daha zor olur.
Sulusepken : Yukarıda kar olarak başlayan yağış, atmosferde aşağıya doğru yağarken havanın sıcaklık derecesinden dolayı erimeye başlar. Bunun sonucunda yer seviyesine ulaştıklarında yarı sıvı bir hal alırlar. Bu tür kar yağışına sulu kar ya da sulusepken denir.
Graupel (bulgur) : Kar tanelerinin çevresinin buz tabakası ile kaplı olarak yağmasıdır. Yukarı yönlü bir hava hareketi sonucu oluşur. Genellikle denizin nispeten sıcak, havanın çok soğuk olduğu deniz kıyısı bölgelerde görülür. Kar taneleri yere düştüklerinde zıplarlar ve hızlı yere düşerler.
Özellikle, kar yağışına alışık olmayan şehirlerde, gündelik yaşamı olumsuz etkileyen kar yağışının aslında doğa için oldukça faydası vardır.
• Kar tabakası, yavaş eridiği için, yağmur suları gibi, denizlere doğru akmazlar. Toprak üzerinde yavaşça erirler ve toprağın alt tabakaları, yer altı suları için oldukça besleyici olur. Dolayısıyla kar, önemli bir su kaynağıdır.
• Kar, barajların dolmasında daha etkendir. Yavaşça süzülerek, barajları beslerler.
• Havadaki toz, kirlilik ve zararlı mikroplar, karla birlikte yer yüzüne inerler ve etkisiz hale gelirler.
• Kar suyu, toprağın içinideki kalsiyum ve demir gibi minerallerin çözünmesini kolaylaştırır, bitkilerin köklerinin beslenmesini sağlar.
• Kar yağışı, havanın biraz daha ısınmasına yani yumuşamasına sebep olur.
• Bitkiler üzerinde biriken kar tabakası, bazı bitkileri soğuktan koruyucu bir örtü olarak kaplar.
• Karın beyazlığı ve saflığı sakinlik verir. Kar yağışı, izlenmesi oldukça keyifli bir yağış türüdür. Özellikle de çocuklar için kar yağışı oldukça keyiflidir.
• Özellikle büyük şehirlerde, araçlar trafiğe çıkamadığı için sessizlik olur, hava kirliliği azalır.
Kayak, snowboard ve kızak gibi kış sporları kar zeminde yapılır. Her yıl kış olimpatlarına doksana yakın ülke katılıyor. Binin üzerinde sporcu yarışıyor ve kıyasıya mücadele veriyor. Ülkemizde de kayak merkezlerinde, dağlarda kış sporları yapılmaktadır. 2014 yılında Rusya’da yapılan kış olimpiyatlarına ülkemizden altı sporcu yarışmaya hak kazanmıştır.