İçinde yaşadığımız atmosferdeki hava çeşitli gazlardan oluşmuştur. Bu gazların ağırlıkları ve basınçları vardır. Atmosferdeki havanın basıncı, sabit basınç merkezleri dışında da değişiklik gösterir. Sıcaklık farkı, yer şekilleri vs. havanın basıncı üzerinde etki yapar.
Havanın basıncının yani ağırlığını barometre ile ölçeriz. Normal olarak kabul edilen hava basıncı 45° derece enleminde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta ölçülmüştür. Buna normal hava basıncı denir. Kuvvet birimi olarak 1013 milibara denk gelir.
Bildiğimiz gibi hava soğudukça, hacmi küçülür, yoğunlaşır ve ağırlaşır yani yoğunluğu artar fakat hava ısındıkça genleşir ve hafifler, yoğunluğu azalır. Sıcaklığın basınç üzerinde ters etki yaptığını görmekteyiz. O yüzden daima soğuk olan kutuplarda termik yüksek basınç, sıcak olan ekvatorda ise termik alçak basınç vardır.
Yer çekimi, en fazla yer yüzeyinde etkisini hissettir. Yükseklere çıkıldıkça havayı çekme kabiliyeti azalır. Bu sebepten dolayı yukarıya doğru çıkıldıkça hava molekülleri daha seyrek olurlar ve yaptıkları basıncın etkisi azalır. Yani yükseklere çıkıldıkça hava basıncı düşer. O yüzden yükseklik arttığında, havadaki gazların yoğunluğu azalır. Bu sebeple, en yüksek dağ olan Everest’e tırmanan dağcılar, 8000 metre yükseklikte, oksijen ve hava tüpleri ile nefes alabilirler. Hatta 5000 metre yükseklikte hava basıncı ve ağırlığı çok az olduğu için bir çok helikopter uçamaz. Çok fazla yükselen uçaklar yaklaşık 10000 metre yükseklikte, bazı durumlarda hava boşluğuna düşerler, çünkü hava seyreldiği için kanadın tutabileceği hava kalmamış olur.
Yer çekimi, dünyamız üzerindeki tüm katı,sıvı ve gaz yapıları çeken en büyük güçtür. Dolayısıyla yer çekimine yakın olan yerlerde hava daha fazla basınca sahip olur. Yer çekimi ile hava basıncı arasında doğru orantı vardır. Dünyanın şeklinden dolayı, yer çekimi, ekvatorda az, kutuplarda daha fazladır. Bundan dolayı da ekvatordaki basınç, kutuplardan daha az olmaktadır.
Havanın basınç merkezleri arasındaki hareketleri sonucunda rüzgarlar oluşur. Dolayısıyla hava basıncının değişmesinde, rüzgarların rolü çok büyüktür. Özellikle yer yüzünde hissetmediğimiz yani yatay yönlü olmayan, dikine yükselen rüzgarlar daha fazla basınç değişimleri için etkindir.
Mevsimler, güneşin gelme açısı ile de orantılıdır. Kışın kuzey yarım küreye güneş açıları daha seyrek gelir, dolayısıyla kış mevsiminin etkisine girilir. Dolayısıyla mevsimlere göre de hava basınçları değişiklik gösterir. Türkiye’de genellikle kış mevsimi, Sibirya Yüksek Basıncı’nın etkisinde geçer. Bu basıncın etkisinde olunduğunda, kışlar daha soğuk ve kar yağışlı geçer.
Kutuplardaki sürekli termik yüksek basınç ile, ekvatordaki sürekli termik alçak basınç merkezlerinin etkileşimi yaklaşık 60 derece enlemlerinde olur. Bu bölgelerde de bölgesel koşullardan dolayı dinamik basınç merkezleri oluşur. Bunların sonucunda basınç değişimlerini gözlemleriz.
Sıcaklık : Basınçla ters orantılıdır.
Yükselti : Basınçla ters orantılıdır.
Yerçekimi : Basınçla doğru orantılıdır.
Yoğunluk : Basınçla doğru orantılıdır.