Denizde uzun yıllar yaşayabilen deniz canlılarının başında deniz kaplumbağaları gelmektedir. Yumurtlama haricinde karaya çıkmazlar, erişkinlik derecelerine göre, suyun altında yarım saat ile dört saat arasında, yüzeyden nefes almadan kalabilirler. 100 ile 120 yıl arasında yaşam ömürleri vardır.
120 milyon yıldan fazla bir süredir, dünyanın okyanus ve denizlerinde deniz kaplumbağalarının bulunduğu bilinmektedir. Dinazorların bile 65 milyon yıl önce yaşadıkları varsayılmaktadır. O yüzden geçmişleri, insalık tarihinden çok daha eskilere dayanmaktadır. Deniz ve kıyı eko sistemlerinin dengesi bakımından önemli role sahiplerdir. Kıtalar arası yolculuk yaptıkları bilinmektedir.
Derilerinin kalınlığı sayesinde dört derecenin altındaki soğuk deniz sularında bile yaşayabilirler. O yüzden dünyanın en kuzeyinde bulunan Alaska’da ve dünyanın en güneyinde bulunan ve Antartika’ya oldukça yakın olan, soğuk deniz sularına sahip Şili’de bile deniz kaplumbağaları yaşamaktadır.
Erişkinliklerine göre en ufak boydaki deniz kaplumbağaları 40 kg, en kocaman olanları ise 450 kg ağırlığına ulaşabilirler.
Dünya çapında Caretta Caretta olarak bilinen türdeki deniz kaplumbağalarının popülasyonu 60 bin kadardır. Ülkemizde de en çok tanınan deniz kaplumbağa cinsi bu cinstir. Bunların 2000’I Akdeniz’de yaşadığı tahmin ediliyor.
Diğer deniz kaplumbağası türü olan Chelonia Mydas’ın ise dünyada 200 bin adet olduğu ve 500 ergin boyutlusunun Akdeniz’de yaşadığı düşünülüyor.
Dünya deniz ve okyanuslarında 7 cins deniz kaplumbağalarının yaşadığı bilinmektedir. Deniz kaplumbağaları, yaşamlarının büyük kısmını kıtalar arası denizlerde geçirmektedirler. Erkek deniz kaplumbağaları hiç bir zaman karaya çıkmazlar ancak dişi kaplumbağalar, belirli üreme dönemlerinde bazı kumsallara yumurtlamak için çıkarlar.
Ülkemizde 3 cins deniz kaplumbağası bulunmaktadır.
Caretta Caretta : İribaş olarak da isimlendirilir. Ergenlerinin kabuk boyları 1 metreye rahatlıkla yaklaşabilir. Tüm dünyada yaklaşık 60 bin adet yaşadığı tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklara göre ise sadece yumurtlama potansiyeline sahip dişi sayısı 60 bin adettir. Akdeniz’de 2000 adet olduğu düşünülmektedir.
Yengeçler ile beslenebildikleri için otçul özelliklerinin yanında etçil beslenme tarzına da sahiptirler.
Cinsleri insan kaynaklı nedenlerden dolayı tehlike altındadır. Caretta caretta cinsi kaplumbağalar ülkemizde de yumurtlamaktadırlar. İri kafası ve değişken koyu kahve rengi ile ayırt edilebilir.
Ülkemizde yuvalama dönemleri mayıs-ağustos ayları arasındadır. Erken yumurtlanan yavrular, temmuz ayı ortalarından itibaren kabuklarından çıkarak, denize ulşamaya çalışırlar. Eylül ayına kadar yavru çıkışları görülür.
Akdeniz sahillerimizde yumurtlayabilirler. Hatay Samandağ kumsalından, batıda dalyan’a kadar bölgedeki kumsallara yumurta bırakırlar.
Chelonia Mydas : Yeşil deniz kaplumbağası olarak isimlendirilir. Akdeniz çanağında ve ülkemizde de yaşayan başka bir kaplumbapa cinsidir. Dünyada yaklaşık 200 bin adet olduğu, her yıl Akdeniz’de ise 500 civarında erişkin dişisinin yuva yaptığı tahmin edilmektedir.
Popülasyonları azalmakta ve nesilleri tehlike altındadır. Deniz kaplumbağaları arasında tek otçul türdür. Üreme dönemlerinde, Hatay-Samandağ, Adana ve Mersin sahillerinde yuva yaparlar.
Dermochelys Coriacea : Deri sırtlı deniz kaplumbağası olarak isimlendirilir. Akdeniz’de nadir de olsa bulunur ve deniz anaları temel besin kaynağıdır. Kemikli kabuğu sayesinde diğer tüm deniz kaplumbağalarından kolaylıkla ayırt edilebilir. Boyları 2.7 metreye kadar ulaşabilir ve en büyük deniz kaplumbağası cinsidir. Atlantik okyanusu, Pasifik Okyanusu, Çin Denizi ve Hint Okyanusu gibi yaygın bir bölgede görülürler. En önemli yuvalama bölgeleri Atlantk Okyanus’u kıyılarıdır.
Dişi kaplumbağalar, üreme dönemlerinde, kumsallara gelerek karaya çıkarlar. Bir seferde en az 100-150 adet yumurta bırakırlar. Her bir erişkin dişi kaplumbağa 1000 adet yumurta yapma potansiyeline sahiptir.
Yavru kaplumbağaların yumurtadan çıkmaları iki ayı bulacaktır. Bu süre zarfında, yumurtalar, her türlü dış tehlikeye açıktır. Yırtıcı kuşlar, tilkiler, yengeçler ve diğer hayvanlar için yumurtalar besin kaynağıdır. Ayrıca yumurtadan çıkan yavrular için de tehlike devam etmektedir.
İki ay sonra kabukların kırılmasıyla yavru kaplumbağalar, denizin parıltısına doğru gitmeye başlarlar. Eğer geceyse ve daha güçlü bir ışık kaynağı varsa, yavru kaplumbağalar oraya yönelebilir ve hayatta kalamazlar.
Maalesef 1000 deniz kaplumbağası yavrusundan sadece bir tanesi 50 yaşına kadar yaşayabilir ve erişkinliği ulaşabilir. Yavru kaplumbağaların denizde de her türlü düşmanı mevcuttur.
Her kaplumbağa, üremek için doğduğu kumsala geri döner. Binlerce kilometre uzağa gitmiş olsa dahi, okyanus geçmesi gerekse de doğduğu kumsalda yumurtlayacaktır.
Deniz kaplumbağalarının üremesinde ve cinsiyet belirlemesinde, bulundukları yuvanın sıcaklığı etkili olmaktadır. Eğer yumurtaların bulunduğu yuva 26 derece ve altındaysa, yavru kağlumbağaların hepsi erkek oluyor. Eğer yuvanın sıcaklığı 32 derece ve üzerindeyse, tüm yavrular dişi olmaktadır. Yuvanın sıcaklığı 29 derece civarındaysa yarısı dişi yarısı erkek olmaktadır.
Deniz kaplumbağalarının başlıca besin kaynakları denizen içindeki canlılardır. Denizde yosunlar, çayırlar, deniz anaları, süngerler, yengeçler, mürekkep balıkları, mercanlar ve bazı balıklar, kaplumbağaların besin kaynaklatındandır. Kaplumbağaların büyük çoğunluğu otçuldur. Sadece bir tür etçil beslenme alışkanlığına sahiptir.
Erişkin boyuta ulaşmış deniz kaplumbağalarının doğada sadece iki düşmanı vardır. Bunlardan biri, bazı cins köpek balıklarıdır diğeri ise balinalardır. Fakat deniz kaplumbağalarının soylarının tükenmelerindeki en büyük etki insandır.
Denizlerin naylon ve plastik atıklar ile kirletilmesi, üreme kumsallarında yapılaşma yapılması, kumsallardan kum çekilmesi, balıkçı ağları, teknelerin pervaneleri, kürsel ısınma gibi nedenler yüzünden soyları tehlike altındadır.
Naylon torba parçalarını deniz anası sanarak yiyen deniz kaplumbağaları veya plastik malzemeleri yiyen deniz kaplumbağaları maalesef ölmektedirler. Geçen yıl bir çok deniz kaplumbağasının bu şekilde öldüğü raporlanmıştır.
Ülkemizde bulunan 21 adet kumsal, deniz kaplumbağalarının üreme yerleridir. Deniz Kaplumbağaları Araştırma ve Rehabilitasyon Merkezi, kısa adı ile DEKAMER öncülüğünde, T.C. Çevre Bakanlığı desteği ile üreme merkezlerinden bazıları koruma altındadır.
Anamur, Belek, Fenike, Dalaman, Dalyan, Kızılot, Demirtaş, Patara, Kale kumsalları başlıca kaplumbağaların yumurta bıraktığı yerlerdir. Kumsalların toplam uzunluğu 290 km’yi bulmaktadır. Yuva sayısı ise her yıl 1200 adet ile 5400 adet arasında değişmektedir.
O yüzden bu kadar uzun bir alandaki yuva bölgelerinin en azından katı atıklardan arındırılmaları ve korunmaları oldukça zor bir görevdir. Bu görev yarınlarımız için hepimize düşmektedir.