Çanakkale Savaşları’nın 98. Yılı
Çanakkale Kara Savaşlarının 98. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen anma törenleri kapsamında Gelibolu’daki Anzak Koyu’nda, “Şafak Ayini” düzenlendi.
Binlerce Avustralyalı ve Yeni Zelandalı, gece Çanakkale’den Gelibolu’ya giderek, törenin başlamasını uyku tulumlarında bekledi. Bekleyiş sırasında dev ekranlarda Çanakkale Savaşı’na ilişkin belgesel ve röportajlar gösterildi.
Müzik dinletisinin ardından tören kıtasının yerini almasıyla başlayan ayinde konuşan Avustralya Gazi İşleri Bakanı Warren Snowdon, yaptığı konuşmada, yaklaşık 100 yıl önce burada bıraktıkları atalarıyla ilgilenen Türkiye’ye teşekkür etti.
Arıburnu yakınlarında, şafak öncesi yapılan çıkarmanın ilk gününün sonunda 16 binin üzerinde Anzak askerinin karaya çıktığını belirten Snowdon, bu askerlerin yaklaşık 2 bininin bölgedeki sahillerde, yarımadayı çevreleyen sularda, tepelerde ve vadide yaşamlarını yitirdiğini veya yaralandığını bildirdi.
Snowdon, 20 Aralık tarihinde gerçekleşen geri çekilmeye kadar süren günlerin Anzaklar için acı bir tecrübe olduğunu belirterek, “Batı cephesinde yaşananlar Avustralya birlikleri ve Avustralya halkı için daha da büyük bir felaket oldu. Burada Avustralya piyade gücü ilk savaşında 28 bine yakın, Yeni Zelandalı silah arkadaşlarımız ise yaklaşık 7 bin 500 kayıp verdi. Savaş o kadar şiddetliydi ki Anzak askerlerinin yarıya yakın bir kısmının mezarları bilinmemektedir” dedi.
Yarımadadaki savaşın galibinin başlangıçta hafife alınan, topraklarını yiğitçe savunan Türkler olduğunu ancak bu galibiyet sonucunda Türklerin de 250 bine yakın kayıp verdiğine işaret eden Snowdon, şöyle konuştu:
“Anzak askerleriyle karşı karşıya kaldıkları bu ilk günde, 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal birliklerine şöyle seslenmiştir, ‘Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir’. Şafağın ilk ışıkları altında bu barış ve huzur ortamında, 1915 yılında burada gerçekleşen savaşın epik yapısını ve vahşetini düşünebilmek aslında ne kadar zor. Çekilen acıları, kayıpları, yapılan fedakarlıkları anlamak şöyle dursun hayal etmek bile ne kadar güç. Onlar ülkelerinin ve imparatorluklarının ateşli savunucularıydı. Buraya bir macera için, doğru şeyi yapmak için gelmişlerdi. Bazılarına göre bu bir eğlenceydi. Dünyanın öbür tarafından gelmişlerdi. Binlercesinin yerini yalnızca tanrı biliyor fakat burada yatıyorlar, hemen yanımızda. Dökülen bunca kana rağmen birçok insani ve ince davranış da yaşandı. 24 Mayıs’ta kısa süreli bir ateşkes sonrasında Yüzbaşı Knyvett bir Türk askerine nasıl veda ettiğini şöyle anlatır, ‘Hoşçakal arkadaş, iyi şanslar sana’. ‘Güle güle gidin, güle güle gelin’ diye Türk askeri yanıtlar onu.”
Snowdon, savaş sırasında birbirlerinin zorlu rakipleri olanların, cesaretlerinin ve fedakarlıklarının da farkında olduklarını ifade ederek, “Şimdi yazılan tarih bize Gelibolu Savaşı’nın başarısızlığının sınırlarını gösteriyor. Bu savaş her ne kadar dehşet verici olsa da ulusumuzun tarihinin merkezinde yer almaktadır. Bu savaş, şimdi dostluk, hizmet, cesaret, bağlılık açısından önemli olduğunu düşündüklerimizi tanımlamada ve milli kimliğimizde önemli bir özellik olarak görünüyor” diye konuştu.
Öte yandan, Snowdon konuşması sırasında, uzun yıllardır Avustralya’da yaşadığı öğrenilen Ali Rıza Ersoy, İngilizce bağırıp, bakandan yardım istedi. Özel güvenlik görevlileri de Ersoy’u tören alanından çıkardı.
kaynak : Anadaolu Ajansı